PKK Milletimizin Dini ve Manevi Değerlerine Karşı Savaş Veren Komünist Bir Örgüttür

 

  • PKK’nın Darwinist, Marksist  ideolojisinin detaylı olarak anlatılması, neden önem taşımaktadır?
  • Sayın Adnan Oktar PKK’nın din ahlakına karşı verdiÄŸi savaşı nasıl açıklamaktadır?

İçinde bulunduÄŸumuz ahir zamanda dünyaya acı, zulüm, vahÅŸet getiren ideolojilerin başında komünizm gelir. Bu ideolojinin liderlerinin acımasız ve dinden uzak kiÅŸilikleri, Kuran’da söz edilen Firavun karakteri ile özdeÅŸleÅŸir. Bu kiÅŸilerin dinsiz ve zalim özellikleri toplumda din ahlakının yaÅŸanmasını engeller ve toplumlarda ahlaki ve ailevi deÄŸerler zamanla geçerliliÄŸini yitirir. İyilik ve kötülük kavramları kiÅŸisel menfaat ve beklentilere göre ÅŸekillenmeye baÅŸlar. Bu nedenle de zaman içinde rüşvet, hırsızlık ve devlete itaatsizlik gibi ahlak dışı davranışlar yayılarak devletin ve milletin güvenliÄŸini ve bütünlüğünü tehdit eden birer unsur haline gelir.

Bir Milleti Birarada Tutan, Devleti Güçlü Kılan En Önemli Unsurlardan Biri Manevi Değerler ve Din Ahlakıdır

Bir milletin fertlerini bir arada tutan en güçlü bağ olan ortak manevi değerler; aile, ahlak ve devlet müesseselerinin de devamını sağlayan en önemli unsurdur. Din ahlakının var olmadığı veya dini değerlerin ortadan kalktığı bir toplumda, bunun kaçınılmaz bir sonucu olarak aile, ahlak ve devlet kavramları da geçerliliğini yitirir ve kısa süre içinde ortadan kalkar.

 Dini ve manevi deÄŸerlere baÄŸlılığın bir toplum için hayati önem taşıdığına dikkat çeken Büyük Önder Atatürk de Türk Milleti’nin dindar olmasını ve dini deÄŸerlerini muhafaza etmesini “Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur”; “Din vardır ve lazımdır” sözleriyle teÅŸvik etmiÅŸtir.

Nitekim tarihe, özellikle de Türk Milleti’nin tarihine baktığımızda bunun ne derece doÄŸru olduÄŸunu açıkça görebiliriz. Türk Milleti’nin tarihinde yer alan tüm güçlü ve kalıcı devletler, özellikle de 6 yüzyıl boyunca dünyanın en büyük siyasi güçlerinden biri olan Osmanlı İmparatorluÄŸu, manevi deÄŸerlere baÄŸlılıktan gelen güçlü bir kültür üzerine yükselmiÅŸtir.

Manevi deÄŸerlerine baÄŸlılık o derece büyük bir güçtür ki, milletin siyasi çalkantıları atlatmasını, dışarıdan gelebilecek bir saldırı ya da tacize karşı dayanaklı olmasını ve ayakta kalmasını saÄŸlar. DiÄŸer taraftan dini ve milli baÄŸları zayıf, hatta dinsiz toplumlar tarih sahnesinde çok kısa süreler boyunca yer alabilmiÅŸler ve zaman içinde asimile olup gitmiÅŸlerdir. Bu sosyolojik gerçek, tarih boyunca hep tekerrür etmiÅŸ ve dini baÄŸları güçlü devletler varlıklarını sürdürebilirken, diÄŸerleri kaos, kargaÅŸa ve anarÅŸi içinde yok olmuÅŸlardır. Peki bunun sebepleri nelerdir? 

Her şeyden önce din ahlakının yaşanmadığı bir toplumda, temeli inançsızlık üzerine kurulu görüşler rağbet görür, birçok sapkın fikir sistemi yayılacak zemin bulur. Bireyler kendi benliklerinden, ortak kimliklerinden uzaklaşırlar. Temelini ateizm ve dinsizlik üzerine oturtmuş olan materyalizm gibi felsefeler ve komünizm gibi ideolojiler o toplumu kısa zamanda bir ağ gibi sarar. Kısacası böyle bir toplumda din ahlakının yokluğundan meydana gelen boşluğu bölücü ve dejenere edici fikir sistemleri doldurur.

Tüm bu olumsuzluklar devletin oturmuş düzenini ve milletin yerleşmiş dokusunu da çok hızlı bir şekilde tahrip eder. Çünkü devlete bağlılık, vatan sevgisi gibi üstün vasıflar yine dini inançların sonucunda gelişmiş özelliklerdir. Din ahlakını yaşamayan, dolayısıyla vicdani duyguları gelişmemiş bir insanın milletini, bayrağını sevmesi, devletine hizmet şuuru içinde çalışması, karşılık beklemeden gece gündüz vatanı için nöbet beklemesi elbette düşünülemez. Böyle bireylerin yetişmediği, yetişmiş bireylerin de bu üstün vasıflarını kaybettiği bir toplum, şüphesiz ki hem sosyolojik açıdan hem de siyasi olarak varlığını sürdüremeyecektir.

İşte ülkemizin doÄŸu ve güneydoÄŸu bölgesinde PKK terör örgütünün yapmak istediÄŸi budur. Bu örgüt Marksist Leninist  propaganda yaparak halkın güçlü dini ve manevi duygularını zayıflatmak ve ülkemizin bu bölgesinde ayrılık çıkarmak amacındadır.   

PKK, Komünist, Dinsiz ve Bölücü Bir Örgüttür

Bölücü terör örgütü, çeÅŸitli taktiklerle bu gerçeÄŸi özellikle bölge vatandaÅŸlarımızdan gizlemeye çalışsa da, her eylemi, her sloganı ve her bildirisiyle komünist ve ateisttir. Örgütün hemen hemen her gün ÅŸehit ettiÄŸi asker ve emniyet güçlerimizle, mazlum vatandaşımızla, attığı kanlı ve zalim adımları arttırdığı da görülmektedir. PKK terör örgütünün bazı Kürt kökenli vatandaÅŸlarımızı da aldatıp arkasına alarak GüneydoÄŸu’da çeÅŸitli habis faaliyetlerde bulunmasının sebebi gerçekte etnik temele dayanmamaktadır. Sorun etnik deÄŸil, ideolojiktir. Ülkemizin doÄŸusunda yaÅŸanan bölünmenin tek bir nedeni vardır, o da komünizmdir. Burada bir etnik hareket deÄŸil, komünist ve dinsiz bir hareket söz konusudur. Kürt milliyetçiliÄŸi görüntüsü tamamen bölge halkının gözünü boyamaya yöneliktir. Örgütün dinsiz ve komünist yapısı bölücü örgütün elebaşının bazı izahlarında açıkça görülmektedir:

“Lenin 1900’de ne ise ben de 21. yüzyıl sosyalizmini temsil ediyorum, reel sosyalizmle savaÅŸarak, emperyalizmle savaÅŸarak yeni sosyalizmi inÅŸaa ediyorum.” (Özgür YaÅŸamla Diyaloglar, s.201)

“PKK, Marksizm-Leninizm geleneÄŸine uygun bir geliÅŸme yaÅŸamıştır. Bundan sonrası açık ki etle tırnak gibi birbirinden ayrılmayan bu miras üzerine ÅŸekillenecektir.” (Kürdistan’da Halk Kahramanlığı, s.78)

“Bizim ortamımızda sosyalizmin ve komünizmin ölçüleri egemendir. Sosyalizmde herkese emeÄŸi kadar verilir. Bu, parti (PKK) içinde de geçerlidir. Bu, komünist toplumun kuruluÅŸuna kadar da geçerli olacaktır.” (TasfiyeciliÄŸin Tasfiyesi, s.153)

“İşte proletaryanın kahramanları Marks ve Engels. İşte onun teorik, siyasal dahisi Lenin ve yine onun pratik ustaları Stalin, Ho Chi Minh ve Mao. Ve bunların önderliÄŸinde yürüyen birçok ulusal ve enternasyonalist kahraman. İnsanlığın özgürlük bilincini ayaklandıran, örgütlendiren ve halk ordusu denilen orduları ortaya çıkaran bu büyük kahramanların insanlık tarihindeki yeri gerçekten büyüktür.” (Kürdistan’da Halk Kahramanlığı, İstanbul, Mart 2004, s.87)

Marksist-Leninist Olan PKK’nın Komünist Kürt Devleti Kurmasına  Asla İzin Verilemez

Terörle mücadele konusunda bugün gelinen noktada, terörü yalnızca askeri bir giriÅŸim ile yok etmenin mümkün olamayacağı, mutlaka fikri yönden de yapılacak bir mücadele ile terörün ideolojisinin etkisiz kılınması gerektiÄŸi tartışılmaz bir gerçektir. PKK’nın Marksist-Leninist, komünist ve dolayısıyla ateist bir örgütlenme olduÄŸu da son dönemde herkesçe kabul edilen ve dile getirilen diÄŸer bir gerçek olmuÅŸtur. Her iki konuda da toplum genelinde bir görüş birliÄŸi oluÅŸmuÅŸtur. PKK’ya karşı kalıcı bir çözümü fikri mücadele olmadan elde etmek olanaksızdır. Sivrisineklerle tek tek mücadele etmenin sonu yoktur, çözüm bataklığın kurutulmasıdır. Fikri mücadele terör örgütüne psikolojik açıdan da büyük darbe vurmaktadır. Son günlerde terör örgütü yandaÅŸlarının, kaybettikleri desteÄŸin ardından büyük bir panik içinde oldukları, psikolojilerinin bozulduÄŸu gözlenmektedir. İdeolojilerinin artık taraftar bulmadığı gerçeÄŸinin iyiden iyiye farkına varan bu kiÅŸiler, din ahlakına karşı olan düşmanlıklarını açıkça ortaya koyan açıklamalar yapmaktadırlar.

Türkiye’de ÅŸu an, çeÅŸitli kesimlerin katkılarıyla yoÄŸun biçimde devam eden büyük bir imani, milli, kültürel ve ilmi çalışma vardır. Bu çalışmanın güzel sonuçları kendini göstermeye baÅŸlamıştır. PKK’nın son dönemde siyasi anlamda büyük bir güç kaybına uÄŸramış olmasında söz konusu faaliyetlerin büyük rolü olmuÅŸtur. Bu faaliyetlerin vesilesiyle Türkü, Kürdü, Lazı ve Çerkeziyle tüm Türk halkı birlik ve beraberlik ruhunu korumuÅŸ, imanını muhafaza etmiÅŸ, milli ve manevi deÄŸerlerine sahip çıkma konusunda etkin bir tavır sergilemiÅŸtir. Gençler de ateist ve bölücü ideolojilere aldanmaktan kurtulmuÅŸ, böylelikle terör örgütü ideolojik anlamda hiçbir destek bulamaz hale gelmiÅŸtir. Bölücü örgüt ÅŸunu çok iyi bilmektedir ki; Ä°slam ahlakını benimsemiÅŸ bir toplumda baÅŸarılı olmaları mümkün deÄŸildir. Bu gerçeÄŸin bilincinde olan ilgili odaklar, bütün güçleriyle milletimizi imanından, ahlakından koparmaya çalışmakta, Darwinist dünya görüşünü yerleÅŸtirmeye gayret etmektedirler. Darwinizm’in yayılması PKK için yeni insan kaynağı demektir. Bu yüzden Darwinizm ile yapılan her türlü propaganda doÄŸrudan terör örgütünü fikri anlamda güçlendirip, beslemektedir. Tek yanlı Marksist-Leninist ve Darwinist propaganda, DoÄŸu’da binlerce gencin bölücü örgütün saflarına katılmasına sebep olacaktır. 

Marksist-Leninist, bölücü propagandaya karşı Yaratılışçı, milliyetçi, Atatürkçü, üniter devleti ve milli manevi deÄŸerleri savunan bir karşı propaganda ÅŸarttır. Bu propagandaya toplumun tüm kesimlerinin destek olmaları, teröre öldürücü darbe vurulana kadar bunu kararlılıkla sürdürmeleri ülkemizin geleceÄŸi açısından son derece önemlidir. Bu gerçek ayette şöyle bildirilir:

“İnkar edenler birbirlerinin velileridir. EÄŸer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.” (Enfal Suresi, 73)

Hak dinleri diÄŸerlerinden (batıl dinlerden) ayıran en önemli fark İlahi kaynaklı olmalarıdır. İlahi kaynaklı dinlerden bugün mensubu bulunanlar Musevilik, Hristiyanlık ve İslam’dır. BaÅŸlangıçta her üçü de Allah Katından indirilmiÅŸ, fakat Hristiyanlık ve Musevilik bu dinleri tebliÄŸ eden peygamberlerin (Hz. Musa (a.s.), Hz. İsa (a.s.)) ardından bozulmaya uÄŸramışlardır. Bu dinlerin bozulmasının ardından Allah kıyamete kadar geçerli olacak en son İlahi Kitap Kuran’ı göndermiÅŸ ve onu her türlü bozulmadan, tahrifattan koruyacağını bildirmiÅŸtir:

“Hiç şüphesiz, zikri (Kuran’ı) Biz indirdik Biz; onun koruyucuları da gerçekten Biziz.” (Hicr Suresi, 9)

“Dinsizlik, devlet ve milleti yıkan bir tehlikedir” gerçeÄŸinin  tarihteki somut delillerine dayanarak söyleyebiliriz ki, bir ülkenin bekası için milli ve manevi deÄŸerlerin korunması ve güçlendirilmesi hayati öneme sahiptir. Müslüman Türk Milleti, harcında var olan bu anlayış sayesinde en zor dönemlerinde bile Müslümanların sancaktarlığını yapmış, mevcudiyetin, bütünlüğünü ve otoritesini her türlü koÅŸula raÄŸmen muhafaza  etmiÅŸtir. 2000’li yıllarda modern, ilerici ve refah düzeyi yüksek  bir Türkiye olmak için de bu güzel özelliklerin devam ettirilmesi önemlidir. Türk Milleti, geçmiÅŸte olduÄŸu gibi gelecekte de bu yönüyle dünya milletlerine örnek olacaktır.

 

SAYIN ADNAN OKTAR: “PKK komünist bir örgüttür dine karşı savaÅŸ vermektedir”

DİDEM HANIM: Hocam PKK’dan kaçan bir terörist, PKK’nın İslam dinine bakış açısını ortaya koyan çok fazla bilgi vermiÅŸ. “Dini duyguların, teröristlerin savaşçı ruhunu sekteye uÄŸrattığını ve kalplerini yumuÅŸattığını, bunun neticesinde de askerleri öldüremeyeceklerini düşündükleri için, örgüt kamplarında namaz kılmak, oruç tutmak ve Kuran-ı Kerim okumak yasakmış. İbadet edenler, çok ağır cezalandırılıyormuÅŸ.”

ADNAN OKTAR: Åžimdi bu o kadar gereksiz bir açıklama ki. Komünist örgüt deÄŸil mi bu? Stalinist örgüt deÄŸil mi? Dine karşılar diyor. Lafa bak! Dini ortadan kaldırmaya yönelik hareket ediyorlar zaten. Stalinist, komünist sistem nedir? Dinle hiçbir ÅŸekilde uzlaÅŸamayacak bir sistemden bahsediyorsun. Din düşmanı bir sistemdir komünist düşünce. PKK; Stalinist, komünist, Darwinist, materyalist olduÄŸuna göre, tabii ki dine karşı var gücüyle savaÅŸ verecektir ve veriyor. Orada namaz kılanın olması zaten çok acayip bir ÅŸey olur. Ne iÅŸi var Müslümanın orada? Deli olması lazım. Hem namaz kılacak hem oruç tutacak, hem PKK’lı. Orası cami mi? PKK’nın içinde ne iÅŸi var Müslümanın? Allah’sız, Kitapsız, dinsiz, imansız olmadıktan sonra, bir insanın deli olması lazım PKK’nın içine katılması için. (Sayın Adnan Oktar’ın 18 Nisan 2012 tarihli A9 TV röportajından)

 

2012-08-09 23:35:47

Harun Yahya Etkiler | Basında Harun Yahya | Sunumlar | Ses kasetleri | İnteraktif CD'ler | Konferans setleri | Radyo programı / Piyesler | Broşürler| Site Hakkında | HarunYahya.net | Ana sayfanız yapın | Sık kullanılanlara ekle | RSS Servisi
Bu sitede yayınlanan tüm materyaller, Sayın Adnan Oktar’ı referans göstermek koşuluyla telif hakkı ödemeksizin kopyalanabilir ve çoğaltılabilir
© Sitemizde ve diğer tüm Harun Yahya eserlerinde yer alan Sayın Adnan Oktar’a ait şahsi fotoğrafların bütün yayın hakları Global Yayıncılık Ltd.Şti’ne aittir. Kısmen de olsa izinsiz kullanılamaz ve yayınlanamaz.
© 1994 Harun Yahya. www.harunyahya.org
page_top