Münafık Karakteri
![]() Ey Peygamber, kafirlerle ve münafıklarla mücadele et ve onlara karşı sert ve caydırıcı davran. Onların barınma yerleri cehennemdir, ne kötü bir yataktır o!.. (Tevbe Suresi, 73) Münafığın Derin Karanlığı Münafık Özellikleri Münafıklıkla İlgili Kısa Filmler
Sayın Adnan Oktar\'ın anlatımıyla münafık karakteri
![]() ADNAN OKTAR: Kalplerini kas katı kıldık” diyor Allah, taş gibi sevgisiz pisliktir. Sevgi taklidi yapar. Şeytandan Allah’a sığınırım “Onlar kelimeleri konuldukları yerden saptırırlar.” Mesela Kuran’ı değiştiriyor ama insan bir şey dediğinde değiştirir. Mesela diyorsun ki “ben bugün seni çok dikkatli gördüm.” “Sen bana öyle bir laf ettin ki benim dikkatsiz olduğumu vurgulamaya çalışıyorsun” durduk yere pislik yani. “Ben böyle bir şey demedim” diyor, “hafızamla mı alay ediyorsun?” diyor bu sefer. Yani çok çirkeftir münafık. Ben tabii çok flu örnekler gösteriyorum yani cemiyet mikrobudur. ![]() ADNAN OKTAR: Sevmeyi ancak pislik yapmak için kullanır. "Ben seviyorum bana niye şu yapılmıyor? Ben seviyorum bu niye yapılmıyor? Şunu seviyorsun beni niye sevmiyorsun? O ahlaksızlığı uygulamak için sevmeyi kullanır. Yoksa sevmeyle alakası yoktur münafığın. "Gece odun gibi sessiz, gündüz gürültücüdürler." Bak gece odun gibi sessiz, yılan gibi geziyor. Yüzünde odun ifadesi var, hayvan ifadesi var, Peygamberimiz (s.a.v.)'in hadisi bu. Bak, çok büyük mucize bu. Gündüz gürültücüdürler. Pislik mesela uyuyanı uyandırır, orada ders yapanı rahatsız eder, iş yapanı işinden alıkoyar. "Gündüz gürültücülerdir."diyor. (İmam Ahmed ve Bezzar/Cem'ul Fevaid 8110.) ADNAN OKTAR: Hz. Süleyman (as)'ın ziynetleri de onlara çok ağır gelmişti. Hz. Hasan (ra)'ın, Hz. Hüseyin (ra)'ın
kıyafetleri de çok ağırlarına gitmişti. Peygamberimiz (sav)'in kıyafetleri, cübbesi çok ağırlarına gitmişti. "Biz" diyor, "bak çula büründük geldik.
Üstümüzde çul var. Yani o kadar takvayız ki, bak günlerden beri yemek de yemiyoruz" diyorlar. Kadınlara ilgi var mı? "Haşa sen benim annem gibisin" diyor,
karısını da kendisine haram kılıyor böyle münafıklar. ADNAN OKTAR: Bak, şehirlerde kışkırtıcılık yapıyor. Nasıl yapıyor? Fısıltıyla. Şu an nasıl? İnternetle, bilgisayarla, telefonla. Pislik yapıyor, Müslümanların yanında Müslümanların aleyhine, İslam’ın aleyhine bir istihbarat faaliyeti içinde oluyor ve Müslümanların aleyhine insanları kışkırtıyor. Veyahut yalan haber yayıyor. Çünkü münafığın vazgeçilmez özelliğidir yalan söylemek. Çok hayasız olur, gözünün içine baka baka yalan söyler. O utanmaz. İspat etsen çirkeflik yapar “ben böyle bir şey dememiştim” der. Onun için münafık dün de söylemiştim Peygamberimiz (s.a.v.) ile konuşmak istediğinde hep yalnız konuşmak istiyorlar. Haysiyetsiz ve yalancı oldukları için mesela Peygamberimiz (s.a.v.) dese ki “niye yalan söylüyorsun?” dese “ben öyle bir şey demedim” diyecek. “Efendim siz bana iftira mı atıyorsunuz?” diyecek. Adilik yapacak yani. ADNAN OKTAR: Allah'ın bir lütfudur. Allah münafıkları ve küfrü, Müslümanların has olanlarına musallat eder ki, yiğitlikleri ortaya çıksın, güçleri ortaya çıksın, etkileri ortaya çıksın. Başka türlü olmaz. Yani bir ezecek olacak olan güç var, bir de ezilecek olan mikroplar var. Şimdi ezme olayı olmamış oluyor o zaman. Kimi ezeceksin di mi? Yani tendürdiyot var, ama mikrop yok. Penisilin var, ama mikrop yok. Olmaz. Allah tentürdiyotu yaratır, mikrobu da yaratır. Mikrobun üstüne basacaksın tentürdiyodu. ![]() ADNAN OKTAR: "Saldırı yapıldığında zaten yükselir Müslüman. Saldırı yapılmadığında, Müslümanın manevi makamı yükselmiyor. Yani yükselir de belli bir derecede kalır. Saldırının çok büyüktür yükseltme gücü. Onun için mesela Hz. Mehdi (as) cemaatine de sık sık saldırılar oluyor. Peygamberimiz (sav) diyor; "üç büyük münafık hurucu olacak Hz. Mehdi (as) cemaatinde, üç defa medine sarsılacak" diyor. Ama bakın hadiste çok manidar, sarsıntı anında münafık tüyüyor. Bir saldırı, bir ekonomik kriz, bir baskı, korku, ona benzer yahut bir deprem herhangi bir şey, zorda kalacağı bir şey, şartlar zorlaştığında kaçıyor. Yoksa yaşayabilecek bir ortam olursa münafık duruyor. ADNAN OKTAR:“...Şayet korku gelecek olsa, ölümden dolayı üstüne baygınlık çökmüş kimseler gibi gözleri dönerek sana bakmakta olduklarını görürsün...” Yani bakışları pistir. İğrenç ve aşağılık bir bakışı vardır münafıkların. Onu süslemeye çalışırlar ama pisliktir çok iticidir. Kendileri de bilirler pislik olduklarını. Çok korkak bir olay vukuunda çok hayvani reaksiyonlar gösterirler. Ayılıp bayılır, rezillik yapar, titreme tuttu yapar. Kendini kaybetmiş gibi yapar. Her türlü adilik yapar münafık. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) devrinde de öyleydiler, hep şirrettirler, hep pisliktirler.Bak diyor ki; “Şayet korku gelecek olsa, ölümden dolayı üstüne baygınlık çökmüş kimseler gibi gözleri dönerek sana bakmakta olduklarını görürsün.” Bu ne demek? Baygın taklidi yapar. Bayılıyor taklidi yapar. Ve ölüyor taklidi yapar. Münafığın özelliği yani çok alçaktır münafıklar. ADNAN OKTAR: Var ya şu ana kadar gelen çarpıtılmış sapkın inançlar vardır. Hepsinin kaynağı o Dırar mescidindeki münafıklardır, üçkağıtçılardır. O sahtekarlar, silsile yolu ile devam ettirdiler şu ana kadar. O uydurma rivayetleri, uydurma izahları. Var ya meşhur işte çaput bağlamadan tut, bilmem başka şeyden çık. Her türlü sapkın inanç.
Onun için bak münafıklara, çok uçtadırlar. Ya Peygamber (sav)'i hiç kabul etmezler. Yahut Peygamber (sav)'i çok seviyor görünümünde, Peygamber (sav)'e içten
içe kinli olurlar. İki ayrı cereyan şeklinde çıkmıştır. ADNAN OKTAR: Birbirlerinden çok nefret eder münafıklar. Yani kafirden o kadar nefret
etmez. Ama birbirlerinden de ayrılamazlar. Mesela sırtlan sürüsü de bir aradadır. Birbirini boğar, öldürür, yaralar ama ayrılmazlar. Münafık da öyle
birbirinden ayrılmaz. Hem nefret eder, hem ayrılmaz. Çünkü sırtlan çok itici görünümlü değil mi? Çok pis hayvan, ama ayrılamıyor. ![]() ADNAN OKTAR:
Münafıklar, sahabelerin şık ve temiz olmasından çok rahatsız olurlar. Özellikle Ehlibeyt'in Hz. Hasan (ra), Hz. Hüseyin (ra) çok güzel şık giyiniyorlardı.
Peygamberimiz (sav) de çok güzel giyiniyordu. Yani nefesi kesiliyordu insanların. Özellikle Hz. Hasan (ra), Hz. Hüseyin (ra) Peygamberimiz (sav)'in
torunları en şıkıydı o bölgenin. Münafıklara da acayip ızdırap veriyordu ADNAN OKTAR: Münafıkların bir yönü de budur, kendilerini daha seçkin, daha
üstün görürler yani maddi yönden, görünüş yönünden, her yönden ve bu onlara ibadet gibidir. Yani ona göre insanlara değer verirler. ![]() ADNAN OKTAR: Ama pratikte İslam ahlakının dünya hakimiyetini istememe vardır,
bakın bu çok önemli. Yani Türk İslam Birliği'ni istememe vardır. Ama her şeyi yapar. Adam "ben dervişim" der, sakalını göbeğine kadar uzatır, elinde tesbihi
vardır, hepsini yapar. "Peki İttihad-ı İslam'ı niye istemiyorsun?" diyorsun, "ben bunu istemiyorum" diyor. ADNAN OKTAR:"Biz hangi ülkeye bir uyarıcı gönderdiysek" diyor Allah Sebe Suresi 34'te "mutlaka oranın ‘refah içinde şımaran önde gelenleri'" bak, bir kere refah içinde, ferahlık var. Mesela gitmiş kene gibi yapışmış babasına, amcasına, dedesine artık neyse o, bunlar hep miras yedi takımıdır, ne diyor, şımarmak var. ADNAN OKTAR:Onlar, yalana kulak tutanlar, sana gelmeyen diğer topluluk adına kulak tutanlar (haber toplayanlar)dır.” (Maide Suresi, 41) Münafıkların en önemli özelliklerinden biri de bu. Gizlice Müslümanlardan haber toplarlar, adamların zırvalarına kulak tutarlar, onların yalanlarına kulak tutarlar diyor “sana gelmeyen diğer topluluk adına” Müslümanlarla bağlantısı olmayan, görüşmediği kişiler, Müslümanların görüşmediği kişiler adına kulak tutanlar, haber toplayanlardır diyor. Şu an asrımızda bu nasıl oluyor? Telefonla olur, internetle olur. Gizlice ve alçakça Müslümanlardan uzak bir hayat içerisinde, o karanlık, izbe ruhuyla küfürle bağlantı kurar münafık. Müslümanlara bunu sezdirmediğini düşünerek bundan derin haz duyar. ADNAN OKTAR:"Sen bunun (böyle bir mescidin) içinde hiç bir zaman durma" diyor. Yani "böyle bir topluluk, böyle bir düşünceye hiç bir şekilde yanaşma" diyor Allah. "Daha ilk günden takva temeli üzerine kurulan mescid, senin bunda (namaza ve diğer işlere) durmana daha uygundur." Yani "asıl Müslümanların toplu olduğu yerde bulunun" diyor. Yani "size başka bir yer göstertildiğinde sakın oraya gitmeyin." Çünkü münafıklar çok fazla mescit kurarlar. Ayrı ayrı bölümler oluşturabilirler, her biri ayrı fikir kurabilirler. "İlk olan yer esastır" diyor Allah. ADNAN OKTAR: ". Ne sevilirler ne severler." Bak, ne sevme var bunlarda ne de sevilme. Ama seviyor gibi gösterir, sevmeye meraklıymış gibi gösterir ama sevmeyi bilmez münafık. Sevmeyi ancak pislik yapmak için kullanır. "Ben seviyorum bana niye şu yapılmıyor? Ben seviyorum bu niye yapılmıyor? Şunu seviyorsun beni niye sevmiyorsun? O ahlaksızlığı uygulamak için sevmeyi kullanır. Yoksa sevmeyle alakası yoktur münafığın. ![]() ADNAN OKTAR: Ahir zaman
münafıkları öbür münafıklar gibi değil. Yani Peygamber Efendimiz (sav) zamanının münafıkları da çok çetindiler. Ama Hz. Mehdi (as) devrinin münafıkları çok
incedir, yani çok detaylıdır ve çok girifttir ve doğrudan şeytan yardım ettiği için. Çünkü şeytan İslam ahlakının dünyaya hakim olmasını istemiyor.
ADNAN OKTAR: Müminlere nimet verdikçe onlar çöker. "Ama size bir saldırı yapıldığında onların hoşuna gider" diyor. Halbuki ahmak anlamadığından oluyor kendi
kafasında. Halbuki saldırı yapıldığında manevi makamı yükseliyor zaten Müslümanın, değeri yükseliyor. Çünkü Müslüman zaten ahiret için burada, Allah rızası
için burada. Saldırı yapıldığında zaten yükselir Müslüman. ADNAN OKTAR: Bir saldırı, bir ekonomik kriz, bir baskı, korku, ona benzer yahut bir deprem
herhangi bir şey, zorda kalacağı bir şey, şartlar zorlaştığında kaçıyor. Yoksa yaşayabilecek bir ortam olursa münafık duruyor. ADNAN OKTAR: Şimdi münafıkların bir özelliği vardır, çok çok mühim temel özelliklerinden bir tanesidir, küfürle mücadele etmezler. Küfür onlar için sorun değildir. Diğer münafıklarla da
mücadele etmezler. O da sorun değildir. Kimle mücadele eder biliyor musun? En başarılı bulduğu Müslüman gurup yahut kişi kimse onla mücadele eder.
ADNAN OKTAR:"Onda, arınmayı içten arzulayan adamlar vardır. Allah arınanları sever." Bak "arındı" demiyor Allah. "Onda, arınmayı içten arzulayan adamlar vardır." Arınmayı istiyor ve arınmak için gayret ediyor. Arınmış bitmiş demiyor Allah. Peygamberimiz (sav) için bu vardır, diğer insanlar arınmaya devam ediyorlar. "Allah arınanları sever." Bir ibadettir. Eksiğini, kusurunu Müslümanlar Kuran'dan, hadisten, aklıyla ve vicdanıyla kendi anlıyor. Ama münafıklar Müslümanları ana hedef haline getiriyorlar, küfürle mücadeleyi durduruyorlar, kendilerinin arınması diye zaten bir konu yok. Küfrün arınıp düzelmesi için onlarla ilgilenmezler, münafıklarla hiç ilgilenmezler. Çünkü münafığı zaten veli nimeti gibi görüyor. ![]() ADNAN OKTAR: "Münafıklara müjde ver: Onlar için gerçekten acıklı bir azap vardır. Onlar, mü'minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler." Müminleri bırakıyorlar. "Niye bıraktın?" diyorsun, "şurada bir hatasını gördüm." "Peki ya kafirin?" Kafir boydan boya tamamı hata. Onu niye dost ediniyorsun? "O veli nimetim" diyor. "Münafık? Boydan boya hata, onu niye dost ediniyorsun? "O da veli nimetim. ![]() ADNAN
OKTAR:Gizli gizli küfürle görüşür, onların felsefelerini dinler, onlarla o küfür mantığı içerisinde konuşur, züppe cevaplar verir, züppelik yapar. Bakın bütün münafıkların üslubunda züppeliğin esas olduğunu görüyoruz. Peygamber (s.a.v.)’e hitaplarında da çok züppe üslupları. Hz. Musa (a.s)’a da üslupları o şekilde. Züppelik vazgeçilmez özellikleri. Firavun da züppe, üslubu tam züppe dikkat ederseniz, ukala, üst perdeden ve çakal üslubu. Müminler her saniyelerini Allah’ın rızasını kazanmak için kar bilirken, münafıklar her saniye ahlaksızlık yapmak için uğraşırlar. Müslüman’ı nasıl rahatsız etsin, nasıl huzursuz etsin, nasıl pislik yapsın?
![]() ADNAN OKTAR: Mesela iblis klasik bir münafıktır. “Niye secde etmedin Hz. Adem’e?” Diyor Allah. Mesela züppece bir cevap veriyor. “Ben ondan hayırlıyım” diyor. İlla büyüklük hissi. En büyük olma düşüncesi. Neden hayırlısın? Cenab-ı Allah ona tabii soruyor. Yani zaten ayetin akışından o anlaşılıyor. “Beni ateşten yarattın, onu topraktan yarattın” diyor. Bak kendine göre bir kalite anlayışı var. Ateşi daha kaliteli görüyor. Toprağı kalitesiz görüyor. Samiri’de de var o manyaklık. Bütün münafıklarda bir kalite üstünlüğü iddiası vardır. Aklıyla, kişiliğiyle, tavrıyla, her şeyiyle Müslümanlardan üstün olduklarına inanırlar.
![]() ADNAN OKTAR: Kendi aklına güvenir. Onun için Peygamber Efendimiz (sav) zamanında da münafıklar Kuran'ı kendilerine
göre yorumladılar. Kuran'ı yetersiz gördüler. Peygamberimiz (sav)'in şerhini, açıklamalarını yetersiz gördüler. Kendi kafalarından akıl almaz akımlar
oluşturuyorlar, akıl almaz fikir sistemleri geliştirdiler.
![]() ADNAN OKTAR:Bu da münafıkların bir özelliğidir. Helaller, haramlar çıkarırlar. Mesela haramı helal eder. Haram mesela açıkça haram, ona
helal der, helali de haram eder, tam tersine çevirir. Mesela helaldir, dilini eğip bükerek bir de bakarsın ki haram etmiş. Dersin "neye göre?" Kendi
kafasına göre. Bu da bir risktir, bu da bir anormalliktir, anormal bir düşünce akımıdır. Ona karşı ahir zamanda Müslümanlar çok güçlü bir mücadele
vereceklerdir inşaAllah.
ADNAN OKTAR: “Kafirleri dostlar edinirler.” Kafiri dost edinip de gidip onun sofrasına oturuyor, onunla yemek yiyor, onunla iç içe yaşıyor anlamında değil, onunla kalbi bir muhabbet bağı var. Yani ona çok değer veriyor, çok saygı duyuyor, o gözünde yüce. Mesela Firavun devrinde Firavun’un devletinde oluşan kültüre hayranlar. Binalara, heykellere, tapınma şekillerine, yemeklerine, eğlence kültürüne, kıyafetlerine her şeylerine hayranlar. Hz. Musa (a.s)’ın getirdiği hak dini küçük görüyorlar, Firavun’un dinini gözlerinde büyük görüyorlar. Yani küfrü büyük görüyorlar. “'Kuvvet ve onuru (izzeti)' onların yanında mı arıyorlar?” (Nisa Suresi, 139) diyor Allah. Çünkü askeri gücü var ya, devlet gücü de var Müslümanlardan çok üstün görüyorlar. O yüzden onlara yancılık yapmak, onlara yalakalık yapmak, onların beğenisini kazanmak için bütün güçleriyle uğraşıyorlar. Gizli bir bağlantı içindeler. ADNAN OKTAR:Şimdi münafıklar ahirete gittiklerinde, bir kısım bilgiyi unutuyorlar. Hakikaten Müslümanlarla birlikte oldukları bir dönem var. Ama Müslümanlara karşı yaptıkları savaşı, verdikleri mücadeleyi ve küfürle işbirliklerini bir kenara koyuyorlar. "Sizlerle birlikte değil miydik?" diyorlar. Her münafığın Müslümanlarla belirli bir kontak dönemi vardır. Bağlantı dönemi vardır. Yani onlarla konuşur, birlikte olur, yer, içer. Sezdirmez, böyle sayfa arasına girmiş at sineği gibidir. Farkedilmez o. ADNAN OKTAR: "Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını beklediniz" Nereden bekliyor, dışarıdan. İt gibi kaçmalarının, uyuz it gibi kaçmalarının sebebi budur. Uyuz it de mesela bir yerde gürültü falan hissederse kaçar, kulaklarını kilitler, kuyruğunu da böyle kıstırır, uzaktan dehşet içinde bakar olay yerine doğru, hem uzaklaşır, hem de bakar. ADNAN OKTAR: Münafığın neye ihtiyacı vardır? Bir kere en üst noktaya çok önem verir münafık. İmam, lider. Baştaki kişi kim. Ahir zamanda kime odaklanacak? Hz. Mehdi (as)'a. Yani birinci hedef odur. İkinci hedef nedir? Hz. Mehdi (as)'ın çevresindeki has talebeleri, üçüncü hedef nedir? Biraz daha onun altı. Ve en zayıf gördükleri. Bakın iki uç noktaya saldırır. Mehdiyet'e üstten, en zayıf gördüklerine de kendine çekmek için en alttan saldırır.
|